Sivas'ta, Anadolu'nun en eski camilerinden olan, Selçuklu dönemi eseri tarihi Ulu Cami'nin 117 santimlik eğime sahip meşhur minaresinde zemin etüdü çalışmalarına başlandı. Yapılan ilk analizlerde caminin minaresinin temelinde herhangi bir soruna rastlanmadı. Minare mevcut haliyle korunarak, yüzey restorasyonu yapılacak.
Uluanak Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde bulunan ve Selçuklu Devleti döneminde 2'nci Kılıçarslan'ın oğlu Kudbeddin Melih Şah tarafından 1196 ile 1197 yılları arasında yaptırılan, Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesindeki tarihi Ulu Cami'nin minaresi, yüzde 7 derecelik eğriliği ile biliniyor. Zaman içinde eğiminde değişiklikler görülen, yerden 35 metre yüksekliğindeki minarenin hareketleri ise sismik cihazlar ile takip ediliyor. Yıl içinde zaman zaman çok küçük oranlarda esnemeler tespit edilen minare, yıllar önce yıldırım düşmesi sonucu oluşan hasara rağmen ayakta duruyor. 10 metrekarelik alan üzerine oturtulan minare, sepet örgüsü motifleri, tuğlalar arasındaki çinileri ile dikkat çekiyor. Eserin minaresindeki eğiklik, çevresinde bulunan diğer camilere kıyasla gözle görülebilecek şekilde ayırt ediliyor. Halen şehrin en büyük camisi niteliğinde olan eser, her gün binlerce kişiye ibadet imkanı sağlıyor.
Sivas'ın simge eserleri arasında yer alan Ulu Cami'nin minaresi için Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nce başlatılan çalışmalar sürüyor. Temelden uca 117 santimlik eğimin olduğu minarede son 1 yıldır yapılan ölçümlerde yeni hareket gözlenmedi. Uzman öğretim üyeleri gözetiminde zemin etüdü ve güçlendirme çalışmalarına başlandı. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Alper İlki ve Prof. Dr. Recep İyisan danışmanlığında başlanan çalışmalarda bir yıllık sürede minarenin hareketi çok sayıda sensör vasıtası ile izlenerek elde edilen veriler doğrultusunda minareye ait yapısal performans incelemeleri başlatıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda minarenin yüzey restorasyonu ile beraber güçlendirme uygulaması da gerçekleştirilecek.
Çalışma hakkında bilgi veren Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, eserin korunması için önemli bir sürecin başında olduklarını belirterek, "Yıllardır özlemle, hasretle beklediğimiz, minarenin canlanması ve korunması noktasında çalışmalarımıza başladık. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Bölge Müdürlüğü olarak statik problemin tespiti ve minarenin güçlendirmesine yönelik 2019 yılında proje ihalemiz yapılmıştı. Hocalarımız yönetiminde uzman personel çalışmalarını yapıyor. Bugünden itibaren camiye bir start vermiş olacağız. Minarenin korunması noktasında çalışmalara başlayacağız" dedi.
'MEVCUT HALİ KORUNACAK'
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Yapı Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper İlki minarede ilk olarak deformasyon gözlem çalışması yapıldığını belirterek, "Bir sene sürecinde kayda değer bir deformasyon gözlenmedi. Bizden önce de devam eden çalışma vardı. Durumun stabil olduğunu düşünüyoruz. Minarenin modellenmesi de yapılmış durumda. Statik açıdan büyük bir problem görünmüyor. Minarenin zemin etüdü ve temelleri konusunda da bazı çalışmalar devam ediyor" dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Yapı Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep İyisan ise minarenin zeminine sondaj yapılarak zeminin incelendiğini belirterek, "Önceki etütlerle birleştirildiğinde, görgümüz şey sanıldığı gibi yüzeysel temelin aksine, yüzeyden 10-15 metre aşağıda zemin aktarma söz konusu. Minaredeki eğim üzerindeki etkilerini ve durumun devam edip etmeyeceğini belirleyeceğiz. Son yıllardaki ölçümlerde kayda değer bir deplasman görmedik. Ecdat yaptığı kaideyi blok taştan zemine aktarmış. Minarenin yapı temelleri, hem cami içerisinde hem cami dışında gözüküyor. Mevcut durumunu koruyor. Yapısal analizleri zemin etüdü ile birleştirerek minarenin mevcut haliyle korunması noktasında çalışmalar yapacağız" ifadelerini kullandı.