Foto Galeri
Kanser Hastası Kızın Annesine Son Sözleri
“ – Anne, ben artık âhiret âlemine gidiyorum da, onun için” cevabını vermiş. Bu sözleri üzerine annesinin gözünden, artık tutamadığı gözyaşları boşanırken, kızı gene o çok sakin haliyle:
“ – Bak! Azrail (AS) beni almak için gelmiş; orada bekliyor” diyerek odanın bir köşesini parmağıyla işaret etmişti. Annesi, kızından ayrılık vaktinin geldiğini anlayıp elleriyle yüzünü kapatarak hüngür-hüngür ağlarken, kızına gayr-i ihtiyarî sormadan da edememişti:
“ – Azrail (AS) nasıl? Biraz tarif eder misin?”
“ – Çok güzel…” demişti Esra…
Daha sonra da, içinde bulunduğu o maneviyat âleminden dünya haline tekrar avdet etmiş gibi, annesinin o ardı arkası kesilmeyen yüksek sesle ağlayışından rahatsız olmuş bir tavırla annesini, 9 yaşındaki çocukluğundan beklenemeyecek büyük bir kemal ve vakar haline girerek, teselliye çalışmıştı:
“ – Niye bu kadar çok ağlıyorsun ki, anne? İmanı olan ve imanıyla yaşayanlar için ölüm ve ahirete gitmek, korkulacak bir şey mi? Dünyada daha fazla yaşasaydım, dışarıdaki insanların ekseriyeti gibi, dinde lâkayt, ibadette ihmalkâr halde uzun bir dünya hayatım olsaydı, benim için daha iyi mi olacaktı? Öyle olmam seni daha çok mu sevindirecekti? “
Kızının, yaşının çok üstünde bir olgunlukla kendisine verdiği bu hakikat dersi karşısında, annesinin sanki birdenbire gözyaşı pınarları kurumuş; yüksek sesle ağlaması aniden durmuştu.
DEVAM ETMEK İÇİN GÖRSELE T|KLAYARAK İLERLEYİNİZ