Foto Galeri
Medine'de Yaşanmış Bir Aşk
Alemlerin Efendisi(sas) çok hislenir onlara hayır dualar ederler.
Süheyb, o gün Medine sokaklarında dolanır durur, akşama doğru utana sıkıla konağa sokulur.
Kendisi için hazırlanan muhteşem sofradan ya bir, ya iki hurma alır ve
-“Ya Hifa, biliyorum sen benim için bulunmaz bir nimetsin, ben ise senin için sadece mihnetim. Ben şükretsem gerek, sen sabretsen gerek. İster misin şu geceyi taat ve ibadetle geçirelim zira Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) ‘Cennette yüksek bir çardak vardır. Orada yalnız şükredenlerle sabredenler otururlar.” buyurdular.
Ve öyle de yaparlar. Seccadelerini gözyaşları ile ıslatır, kalplerini zikir ile aydınlatırlar.
Cebrail Aleyhisselam olup biteni Resulullah Efendimiz (sas)’e anlatır ve onları Allahü Teâlânın cenneti ve cemaliyle müjdeler.
Ertesi sabah, namazdan sonra Efendimiz(sas), Suheyb’i yanlarına oturtur
-“Ey Süheyb geceki halini sen mi anlatırsın ben mi anlatayım?” Süheyb gözlerini kucağına indirir, zor duyulan bir sesle -“Allah'ın Rasulü en iyisini bilir” cevabını verir. Efendimiz(sas) onlara “ne mutlu size” gibilerinden bakar, -“İkiniz de cennetliksiniz” buyururlar, ” ve Allah-u Teâlâyı göreceksiniz!”
Süheyb derhal secdeye kapanır ve “Ya Rabbi!” diye yalvarır, ” o ki beni mağfiret ettin, günahlara bulaşmadan canımı al!” Allahü teâlâ bu yanık duayı kabul eder, Suheyb, secdede kalakalır. Mescidde bulunanlar ağlamaklı olurlar. Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) “Size daha şaşılacak bir şey söyliyeyim mi? Şu anda Hifa Hatun da ruhunu Hakka teslim etti” buyururlar.
Namazlarını, yüzü suyu hürmetine yaratıldığımız o Yüce Server kıldırır. İkisini yanyana toprağa bırakırlar. Baş uçlarına küçük bir tahta çakar. Birine “Şükredenlerden Suheyb” yazarlar, öbürüne “Sabredenlerden Hifa!”