Foto Galeri
Üstüne kuma getirilen kadının ibretlik hayatı
Ayten ablanın iki çocuğu vardı. Birinin adı Ahmet diğerinin adı Fatma’ydı. İkisi de pek zeki pek akıllı, uslu çocuklardı. Annelerini öyle çok seviyorlardı ki hastaneye çoğu zaman onlarda gelirdi.
Ayten ablanın kocası olacak olan mendebur bir kurum da memur olarak çalışıyordu. Duyduğuma göre işlerini her daim rüşvetle yürüten bir adammış. Bunu tüm olaylar bitip tükendikten sonra komşularından öğrenmiştim.
Ayten abla böyle günden güne halden düşmeye başlayınca kocasının gözüne batmaya başlamış. Kocası karısının kendisine verdiği böbrekle yaşadığını unutuyormuş da ona imalı sözler ediyormuş.
Gelip gidip karısına kendisine karılık çocuklarına analık yapamadığını söylüyormuş. Bu böyle gitmez deyip de gözdağı veriyormuş. O zamanlar bu sözlerin gerçek manası anlaşılamamış.
Böylece bir süre daha geçmiş. Ayten abla günden güne çöküyor, kocası şikayeti giderek artırıyormuş.
Hastanede de eski neşe kalmamıştı. Bize elleriyle börekler açıp getiren, şakalar yapıp hepimizi güldüren Ayten abla gitmiş yerine ketum, konuşmaz, suspus bir kadın gelmişti sanki.
Biz onun bu durumunun detaylarını bilmediğimiz için gelip gidiyor ona niçin böyle davrandığını soruyor varsa bir kusurumuzun söylemesini istiyorduk kendisinden.
Fakat o her geçen gün daha çok susuyor tek laf etmiyordu artık. Uzun süredir çocukları da yanında getirmiyordu. Onun bu hali karşısında biz de çok diretmedik ve kendi haline bıraktık Ayten ablayı.
Sonradan öğrendiğimize göre tam da o zamanlar olmuş olanlar. Ama hiçbirimiz de böyle bir şeyi aklımızın ucundan bile geçirmemiştik.
Ayten ablanın eski evinin olduğunu mahalleden Süreyya diye bir kadın vardı. Her şeyin sorumlusu belki de bu kadındır.
Doğrusu bunu sadece Allah bilir ama görünen köy kılavuz ister mi?
Yazının devamı için görsele t.klayarak ilerleyiniz.