Üstüne kuma getirilen kadının ibretlik hayatı

Ayten ablanın kocası yine bir gün rüşvet peşinde koşarken merdivenlerden düşüp hastanelik olmuştu. Hemen apar topar hastaneye kaldırılmıştı.

Hastanede gerekli kontroller yapılınca belden aşağısının tutmadığı anlaşılmıştı. Yani bundan sonra yatağa bağlı bir adam olacaktı.


Ayten abla bunu sükûnetle karşıladı. Biz artık onun evden ayrılacağını düşünürken o kocasının yanında kaldı. Buna herkes şaşırmıştı. Hem şaşırmış hem de hayran kalmışlardı böyle bir davranışa.


Süreyya bu kazadan sonra giderek hırçınlaşmıştı Ayten ablaya karşı. Kocasının kendisine yalvaran gözlerine durup bir kez bile bakmıyordu. Yine bütün işi Ayten abla yapıyor, kocasının altını o temizliyor, çocukların bütün işleriyle o ilgileniyordu.

Ama her şey böyle gitmeyecekti. Ve biz çok acı bir haberle her şeye tanık olacaktık.

Ayten ablanın hem ruhen hem de bedenen çöktüğü, artık dayanamadığı o gün gelip çatmıştı. Hastaneye kalp krizi geçirdi diye getirmişlerdi Ayten ablayı.

Onu görünce hepimizi hıçkırıklara boğulmuştuk. Ama kurtaramamıştık. Ayten abla bu dünyada ki görevini tamamlamıştı.


Ayten abla ölünce Süreyya kaçıp eski evine dönmüştü. Çocuklarsa yetiştirme yurdunu verilmişti.


Sonraki günler kocası için eziyet dolu günlerin başlangıcı olmuştu. Bir süre sonra da pislik içinde ölüp gitmişti evinde kimsenin haberi olmadan. Komşular kötü kokuya gelince ortaya çıkmıştı öldüğü.

İşte böylece bütün bir aile parçalanıp gitmişti. Ayten ablanın kuma acısının sonucuydu tüm olanlar.