Foto Galeri
Kazdığı kuyuya düşen zalim patron
Annemden ablamı istemiş bir ay sonra evlenme vaat etmişti. Ama ablam evlenmek istemiyordu. O okumak istiyordu. Özellikle de ders çalışıyor doktor olabilmek için elinden geleni yapacağını söylüyordu.
Patronuma ablamın evlenmek istemediğini söyleyince birden nasıl olur, benim gibi zengin bir adamı nasıl kabul etmez diye bağırmaya başladı. Giderken de durmadan nankörsünüz siz, diyordu. Patronun gerçek yüzünü işte böylece görmeye başlamıştık.
O babamın ölümünden sonraki günlerden başlayarak ta ki bugüne kadar bir plan yapmıştı. Bana ettiği yardımlar, nasihatleri, evimizi hediyelerle dolduruşu hep bu sebeptenmiş. Biz reddedince de gerçek amacını ortaya çıkarmıştı.
O günden sonra işe gidemedim bir daha. Ne diye gidebilirdim ki zaten. Yine işsiz kalmıştım. Zar zor geçindiğimiz günler geri gelmişti.
İş aramaya çıktığım günlerin birinde eski patronumla tenha bir sokakta karşılaştık. Ama burası öyle bir yerdi ki tesadüfen karşılaşmamız imkânsız gibiydi. O an beni takip etmiş olduğunu anladım.
Arkamı döndüğümde yanında iki adam daha vardı. Adamların ellerinde de iki sopa. Ben onlardan kaçmaya çalışırken beni tutup dövmeye başladılar. Döverlerken de sen nasıl patronumuzu reddedersin diye bağırıyorlardı.
Ağzım yüzüm kan içinde, elbiselerim parçalanmış şekilde eve dönmüştüm. Bu halimi gören annem babadan kalma yadigârı alıp yola düşmüştü. Peşinden koşup yakaladık. Allah’ a havale et anne dedik. Öyle demesek belki de şimdi cezaevinde olurdu.
Bu yaptığıyla yetinmeyecekti ama bunu biliyorduk. Nitekim kısa bir süre sonra da yapacağını yapmış bizi perişan etmişti.
Yazının devamını okumak için görsele t.klayarak ilerleyiniz.