Foto Galeri
Nerede Bu Devlet Diyenlere İbretlik Cevap
Annemi hastaneye götüren tulumlu görevliler gelmişti yine barakamıza. Başları önlerine eğikti. İçinde oturduğumuz gecekonduyu görünce hepsi acıyarak bakmıştı bize.
İçlerinden sesinden en yaşlısı olduğunu anladığımız amca bize annemizin ölüm haberini getirmişti.
Alınan tedbirler gereğiyle onu kimseye göstermeden öldüğü sabah götürüp gömdüklerini söylemişti. Onun da çok üzgün olduğu halinden ve sesinden belli oluyordu.
Bize annemizin mezarının yazılı olduğu bir kağıdı verip gitmişlerdi.
O gün kardeşimle sarılıp akşama kadar ağladık. Ağladık ama karnımız açlıktan guruldayınca bunu da bir nebze unutmaya çalıştık.
Birbirimizin gözlerinin içine soran bakışlarla bakıyorduk. Bundan sonra ne yapacaktık? Başımıza daha başka ne gelecekti?
Bize yardım elini uzatıp bu zavallı, acı hayattan kurtaracak ne bir tanıdığımız ne de bir komşumuz vardı.
Bir gün belki insafa gelirler, ölülerimizin hatırına bize acırlar diye amcamlarımı aramıştım. Amcam sesini çıkarmadan beni dinlemiş sonra sadece biz sizinle mahkemeliğiz deyip telefonu yüzüme kapatmıştı.
Bir amca nasıl bu kadar acımasız olabiliyordu anlamıyordum.
Hiçbir çarenin kalmadığı, tek bir umudumun olmadığı o gece son dayanağım olan Allah’a ellerimi açıp sabaha kadar yalvardım.
Gözyaşları içinde uyuyakaldığım o gece rüyamda öyle bir şey gördüm ki benim ve kardeşimin kurtuluşuna vesile olmuştu.
Yazının devamını okumak için görsele tçklayarak ilerleyiniz.